Vatan; şehitlerimizin mezar taşıdır.

Vatan; ecdadımızın mirasıdır.

Vatan; ezan, minare, kubbedir.

Vatan; başını omzuna koyup ağlayacağın, dertleşeceğin sırdaştır.

Vatan; uğrunda kan döküldüyse eğer vatandır.

Vatan toprağı üzerindeki cami, şehitlik ve diğer mukaddes yerlerin ziyaret edildiğinde nelere dikkat edilmesinin bilinmesi ve tatbik edilmesi çok önemlidir.

Buraların kıymetinin bilinmesi giriş ve gezi esnasında nasıl davranıldığı ile orantılıdır.

Kılık kıyafete, hal ve harekete dikkat edilmeli, saygılı olunmalı ve temizliğe itina gösterilmeli.

Camiye giren ya da şehitliği ziyaret edenler; kadınlar tesettüre riayet etmeli, erkekler ise şort ile girmemeli ya da gezmemeli.

Şehitlikler ziyaret edildiğinde öncelikle onların nasıl ve niçin şehit olduğunun şuuru ve bilincinde olunmalı.

 Şehitlerimizin din, vatan, bayrak ve namus uğruna toprağa düştükleri bilinmeli.

Toplumumuzda her alandaki çürümüşlük maalesef kutsal yerlere girişlerde de kendini göstermektedir.

Üzülerek şahit oluyoruz ki mukaddes yerlerimizde yarı-çıplak gezen, sevişen ve alkol alanlar bile var.

Bu nasıl bir iş?

Müslüman kadının hamamdan çıkarken peçesini (başörtüsü-tesettür)  açmak isteyen bir Fransız askerini öldüren Sütçü İmam’ın türbesi şort, mini etek ve başı açık ziyaret edilebilir mi?

Dinine, gelenek ve göreneklerine yabancı nesil yetiştirilirse eğer olup olacağı budur.

Peki, ne oldu da mukaddesatına saygılı ve onun için gözünü kırpmadan şehit olanların torunları din ve vatan gibi kutsal değerlere yabancı?

Göksun’da 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Programı Düzenlendi.

Ünlü şâir Mithat Cemal KUNTAY;

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa; Vatandır.

Bu vatanın mübarekliğine dikkat çeken Mehmet Akif mısralarında şöyle der:

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!

Canı cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ, 

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ. 

“Allah yolunda öldürülenleri (şehitleri) sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında, Allah’ın lutfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış)  kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler” (Al-i İmran, 3/169-170).

Sevgili Peygamberimiz, şehitliğin derecesiyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur. “Hiç kimse cennete girdikten sonra -bütün dünyaya sahip olsa bile- tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehitler, erdikleri nimetler sebebiyle dünyaya dönüp, on defa şehit olmayı arzu ederler.

“Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”

Şan ve şerefle dolu tarihimizde; vatan, bayrak, din ve mukaddesatımız uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimize ve ahrete intikal eden gazilerimize Allah’tan rahmet, yaşayan gazilerimize de sağlık sıhhat diliyorum.

Kutsal yerlerimize girişlerde giyim kuşama, temizliğe ve saygıya riayet etmek dileğiyle…

*

MEHMET GÖREN