
BİR GÜN
(ÜÇ…’TEN SONRA) Mahkeme kadıya mülk olur sanma Senin de davanı görürler bir gün Bu dünya kimseye yurt olur sanma Amel defterini verirler bir gün * Şimdi her şey güzel keyfin yerinde Bir kuş sütü eksik belki evinde Her şey terse döner günün birinde Senin de yayını gere...

İKİMİZİ DÜŞÜNDÜM
(ÜÇ…’TEN SONRA) – Dün gece sessizce çekilip bir köşeye İkimizi düşündüm, gizli gizli ağladım. İçimden geçenleri doldurdum bir şişeye İkimizi düşündüm, gizli gizli ağladım. * Bardağıma ilk önce biraz senden doldurdum Bardak taştı üstünden, aldım ben de bir yudum ...

YALANDI
(ÜÇ…’TEN SONRA) Şimdi kızgınsın bana şimdi her şey değişti Söyle bana elimi tuttuğun mu yalandı? Sanma kırgınım sana sanma bu kalp döğüştü Söyle bana gözüme baktığın mı yalandı? – Hangisini sayayım derin derin bakardın Her bakışla yeniden yüreğimi yakardın Bazen...

HİÇ Mİ SUÇU YOK?
Hâkim bey, sevdiysem ben mi suçluyum? O kalem kaşının hiç mi suçu yok? Gönlümü verdiysem ben mi suçluyum? O ipek saçının hiç mi suçu yok? * Suçu yok mu o güzelim gülüşün Suçu yok mu o apansız gelişin Heyecanla nefes alıp verişin Dik duran başının hiç mi suçu yok? * Delilleri topl...

ÇOCUK OLDUĞUM YILLARIN BAHARLARI
Her şey doğaldı daha… Alın al, morun mor olduğu yıllardı. Bir tafrafta doğal bir senfoni olan bestelenmemiş kuş sesleri diğer tarafta koyun kuzu melemeleri… Betonların değil yemyeşil ağaçların yükseldiği bir dünya… Sabahın ilk ışıklarıyla kuş sesleri eşliğinde kalkılırdı yataktan...

ÇOCUK OLDUĞUM YILLARIN BAYRAMLARI
Ramazan Bayramı’nın adı “Şeker Bayramı”, Kurban Bayramı’nın adı “Kavurma Bayramı” olmamıştı daha… Kurbanın et yemek için değil “Allah Rızası” için kesildiği yıllardı… Her ne kadar devlet, on günlük bayram tatilleri vermese de bayramın manevi havası haftalar önc...

GÖRMEDİN
İnkâr etme sorguladın sen beni Benim nasıl yandığımı görmedin Tutup bir de yargıladın sen beni Benim aşka kandığımı görmedin * Tuttun benim ayarımla oynadın Dizayn ettin beni bana koymadın Haklısın sen bu aşk ile doymadın Derde yürek bandığımı görmedin * Tamam, sevdin sevdiğine ş...

ÇOCUK OLDUĞUM YILLAR-II
Kaymakamlığa bağlı “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu” nun önünde gördüğüm uzun kuyruk çekmişti dikkatimi. Merak ettim ve öğrendim: İnsanlar “fakirliklerini belgeleyerek” çeşitli adlar altında yardım almaya uğraşıyorlarmış. Nedense ilginç geldi bana… Çocuk olduğum yıllarda dur...

ÇOCUK OLDUĞUM YILLAR
Teknolojideki gelişmeler baş döndürücü bir hızla ilerlerken çocuklarımız da bu gelişmelere aynı hızla ayak uyduruyor. Bu gelişmelerin hayatımızı kolaylaştırdığı tartışılmaz bir gerçek. İnsanlığa pek çok yarar sağladığı da ortada. Ama her getirinin bir götürüsü olduğu da unutulmam...

ÖNCE
Diz kırıp, bağdaş kurup oturduğumuz sofralar değişti önce… Yerden yükseğe taşındık, masalarda yemeye başladık yemeğimizi. Birliğin, beraberliğin sembolü hep beraber kaşık çaldığımız kaplar kalktı sofradan sonra benim, bencilim dercesine… Herkese, her yemeğe ayrı tabak...